Hizmet Tespit Davaları

Kategori: İş Hukuku, Yargıtay Kararları Yorumlar: 0


KARARLAR:
T.C. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ E. 2022/3049 K. 2022/8396 T. 2.6.2022
506 Sayılı Kanun’un 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
T.C.YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ E. 2022/4880 K. 2022/6882 T. 11.5.2022
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihi de kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
Olayda, davacının ilk işe giriş bildirgesinin verildiği tarihten önceki dönem bakımından dava açılış tarihi itibari ile hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gözetilmeden; kabul kararı verilmesi bozma nedenidir.
Ay içerisinde eksik bildirilen günlerle ilgili eksik bildirim nedenlerinin kurumdan sorulmaması, eksik bildirim kodları ve bunların dayanak belgelerinin istenilmeden, ayrıca eksik bildirilen aylara ilişkin-kendilerinin bu dönemde bildirimleri olan-bordro tanıklarının kesin ve net şekilde beyanlarına başvurulmaksızın, fiili çalışmaya ilişkin yeterli şekilde bilgi edinilmeden; eksik araştırma ile karar verilmesi hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabul edilmesi ve BAM’nin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün bozulması gerekir.

KARAR ÖZETİ:
Sigortalılığın tespiti davalarında hak düşürücü süre 5 yıldır.
İşveren tarafından kuruma işe giriş bildirgesi verilmiş ise 5 yıllık süre aranmaz.
Çalışmanın başında sigortalı kuruma bildirilmemiş ve ancak sonradan işe giriş bildirgesi verilmiş ise sigortalılığın bittiği tarihten itibaren 5 yıllık süre başlar.
Kesintili çalışmada 5 yıllık süre ilk kesinti tarihi itibariyle başlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir